Havalar ısındı, tatil sezonu başladı. Fakat artan ekonomik zorluklar ve artan fiyatlar, birçok insan için tatili hayalden öteye geçiriyor. Özellikle de üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde denize girmek bile maddi bir imkansızlık haline geliyor.
Peki neden?
Çünkü her yer parsellenmiş halde! Birçok plaj özel mülk haline gelmiş durumda. Parasız, paragöz işletmecilerin bilmediği bir yer bulup denize girseniz bile ya jandarma izin vermiyor ya da başkalarının bıraktığı çöplerle dolu bir plajda kendinizi buluyorsunuz.
Devletin sağladığı temiz, düzenli, ailelerin kullanabileceği o halk plajları ise neredeyse kalmadı. Mavi bayraklı plajlarda dahi bir şeyler tüketmek zorunda bırakılıyorsunuz.
Emekçi yurttaşlarımıza deniz neredeyse yasak!
Fethiye Ölüdeniz’de yaşananlar buna en güzel örnek:
- Dünyaca ünlü Ölüdeniz’deki Kumburnu Plajı’nda fiyatlar tatilcileri çıldırtıyor. 2020 yılında 20 yıllığına özel bir firmaya kiralanan plajda araç giriş fiyatları vatandaşlar tarafından tepkiyle karşılanırken, şimdi de plaja yaya olarak girenlerden bile 50 lira alınıyor. Üstelik fiş fatura da kesilmiyor. Gerekçe olarak da plajın taşıma kapasitesinin üstünde insan girişi olduğu gösteriliyor. Ancak asıl amaç, Kumburnu’nun yoksul vatandaşlardan arındırılması ve zenginlere ait bir alan yaratılması.
Fethiye’de deniz ve doğa keyfi sadece zenginlere mi özel olacak?
- Aynı bölgede bulunan Babadağ’ın zirvesine çıkarak manzara seyretmek isteyen vatandaşlar ise kişi başına tam 425 lira ödemek zorunda kalıyorlar.
Memleket toprağında nefes almak bile para ödemeye dönüştü!
Fethiye’deki diğer plajlarda da durum iç açıcı değil:
- Fethiye’nin en güzel plajlarından biri olan İnlice Plajı, 2021 yılında Fethiye Belediyesi’nden alınarak İnlice Yardımlaşma Yaşatma ve Güzelleştirme Derneği’ne verildi. Sonrasında ise Fethiye Şehit Yüzbaşı Özgür Özekin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi tarafından işletilmeye başlandı.
- Fethiye Belediyesi tarafından işletilirken yaya girişlerinin bedava olduğu, araç girişinin ise sadece 30 lira olduğu İnlice Plajı’nda lise devraldıktan sonra yaya girişi için 20 lira fiyat belirlendi. Otomobil girişi 100 lira, minibüs girişi 150 lira olarak belirlenirken şezlong ve şemsiye kiralamak isteyenlerin ise iki şezlong ve bir şemsiye için 300 TL, özel köşk için 750 lira, sedir köşe için tam 1000 lira fiyat ödemesi gerekiyor.
Maalesef her şeyi özelleştiren, vatandaşın tatilini bile paraya çevirmeyi amaçlayan bu iktidar olduğu sürece denize girecek yer bulamayacağız.
Peki çözüm ne?
- Halk plajlarının korunması ve geliştirilmesi için acil adımlar atılması gerekiyor.
- Plaj giriş ücretlerinin makul seviyelere çekilmesi ve tüm vatandaşlara erişilebilir olması sağlanmalı.
- Doğal güzelliklerimiz sermayenin elinden kurtarılmalı ve halkın kullanımına açık hale getirilmeli.
Bu yazı Murat Ağırel’in Cumhuriyet’te yayınlanan Denize girilecek pilaj kalmadı başlıklı yazısı referans alınarak derlenmiştir. Yazının orijinalini okumak için tıklayınız.