Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde Anadolu Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Derneği Bitki Hakları Manifestosu çalışmalarına başladı Farklı meslek guruplarını bir arada buluşturan Anadolu Tıbbı ve Aromatik Bitkiler Derneği üyeleri, önce Kazdağları’nda bitki tanıma yürüyüşü yaptı. Yürüyüşün ardından İzmir’den gelen avukat Zehra Öztürk, ‘Bitki Hakları Manifestosu’nu okudu.
Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde Balıkesir Çiftçi Eğitim Merkezi’nde (BAÇEM) tıbbi hoş kokulu bitki yetiştiriciliği kursları devam ederken; BAÇEM Müdürü Nazım Tanrıkulu’nun başkanlığında oluşturulan Anadolu Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Derneği çalışmalarına başladı. Dernek yönetici ve üyeleri, hazırladıkları ‘Bitki Hakları Manifestosu ’nu, Kazdağları’nda düzenledikleri etkinlikle açıkladı.
Farklı meslek guruplarını bir arada buluşturan Anadolu Tıbbı ve Aromatik Bitkiler Derneği üyeleri, önce Kazdağları’nda bitki tanıma yürüyüşü yaptı. Yürüyüşün ardından İzmir’den gelen avukat Zehra Öztürk, ‘Bitki Hakları Manifestosu’nu okudu.
Dernek Başkanı Nazım Tanrıkulu, önemli çalışmalar yapacaklarını belirterek, “Bitki Hakları Çalışma Grubu’nun hazırladığı Manifestoyu Kazdağları’nda okuduk. Kazdağları, şifası ve çeşitliliği ile ünlü Türkiye’nin önemli doğal alanlarından biri. Bugün, hem manifestomuzu açıkladık hem de bitkilerle tanışma yürüyüşü yaptık. Bunun, bir sonraki aşaması bu bitkilerle bitki hakları ile çalışma evrensel beyannameye dönüşecek. Çünkü uluslararası çalışmalarımıza katkı sunan hukuk fakültelerinden katılımcılar var. Derneğimiz üyeleri var” dedi.
Başkan Hazırlanan Haklar Manifestosunu Okudu
Dernek Başkanı Nazım Tanrıkulu, önemli çalışmalar yapacaklarını belirterek, “Bitki Hakları Çalışma Grubu’nun hazırladığı Manifestoyu Kazdağları’nda okuduk. Kazdağları, şifası ve çeşitliliği ile ünlü Türkiye’nin önemli doğal alanlarından biri. Bugün, hem manifestomuzu açıkladık hem de bitkilerle tanışma yürüyüşü yaptık. Bunun, bir sonraki aşaması bu bitkilerle bitki hakları ile çalışma evrensel beyannameye dönüşecek. Çünkü uluslararası çalışmalarımıza katkı sunan hukuk fakültelerinden katılımcılar var. Derneğimiz üyeleri var” dedi.
Manifesto şöyle: “Bitkilerin ekosistemin ayrılmaz birer parçası olduklarını ve insan yargısı ötesinde haklara sahip olduklarını beyan ederiz. Dünya üzerinde var olan her canlı bir bütünün aktif bir parçasıdır. Bitkiler, sadece var olarak bu bütün içerisinde insan canlısından önce yüzyıllar öncesinde var olmuş asli canlılardır. Bizler canları diğeri diye ayırmadan bakmaya, oluşu olduğu haliyle boş bakıp boşlukta görmeye çalışanlarız.”
Dernek Üyesi Başak “ Devamı Gelecek” Dedi
Peyzaj mimarı Merve Başak da “Anadolu Tıbbı ve Aromatik Bitki Derneği olarak biz de bugüne özel bir etkinlik düzenlemek istedik. Kazdağları’nda bitki hakları manifestomuzda yayınladığımız bir doğa yürüyüşü etkinliğini gerçekleştirdik derneğimiz kapsamında. Daha henüz üye olmayan kişiler de geldiler. Kazdağları’nda güzel bir etkinlik gerçekleştiriyoruz. Bunların devamı gelecek” diye konuştu.
Akademisyen Kenan Uzel ise, “Şimdiye kadar bitkilerin ruhu olduğunu ilk defa burada tanıdık, duyduk. Doğayı severdim. Dağçılık da yapardım ama, böyle detaylı bilgiye sahip değildim. Nazım hocaya teşekkür ediyorum bizi bilgilendirdiği için” dedi.
İlk Kez Amerika’da Gündeme Geldi
Bitki hakları, tüm bitkilerin hak sahibi kabul edildiği bir hukuki alan kabul ediliyor. Bu tür konular sıklıkla insan hakları, hayvan hakları, yaşamerkezcilik veya duyarlılıkla ilgili tartışmalarla bağlantılı olarak gündeme getiriliyor.
İlk olarak Amerikalı Araştırmacı gazeteci I. F. Stone’un oğlu Christopher D. Stone tarafından gündeme getirilen bu konu, 1972 tarihli “Ağaçlar Ayakta Durabilmeli mi?” başlıklı makalesine dayanıyor., Stone makalesinde eğer şirketlere haklar tanınıyorsa, ağaçlar gibi doğal nesnelere de tanınması gerektiğini öne sürmüştü. Stone, siyahların, Yahudilerin, kadınların ve ceninlerin haklarının genişletilmesini örnek göstererek, tarih boyunca toplumların, o zamanlar insanların “düşünülemez” olduğunu düşündükleri yeni “varlıklara” haklar verdiğini belirterek bunları söz konusu haklara örnek gösterdi.
Biyolog ve Biyoloji Konularında birçok makalesi olan saygın bilim kadını Florianne Koechlin’de Bitkilerin Onuru Başlıklı bir makalede bitkilere ruhsuz makineler olarak yaklaşmanın hatalı olduğuna değinerek “Eğer bitkilere basit şeyler, aynı programlar dizisini takip eden pasif makineler olarak bakarsak, eğer bitkiler sadece bizim çıkarlarımızı ve taleplerimizi karşılayan organizmalar olarak görülürse, o zaman haysiyet gibi bir nitelik saçma görünür; mantıklı değildir. Ancak bitkileri aktif, uyum sağlayabilen, hatta belki de öznel algılara sahip, kendi başlarına, bizden bağımsız yaşamları olan canlı varlıklar olarak görürsek; o zaman bitkilerin geçerli bir haysiyete sahip olduğunu kabul etmek için iyi bir neden vardır.” Diyerek Bitkilerin mekanik varlıklar olmadığını insan ayrı bir yaşam formu olarak saygı görmeye hakları olduğunu savundu. (Kaynak: Anka Ajansı)